Kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalan birçok şehir gibi Yozgat’ta da su kaynakları alarm veriyor.
Artan sıcaklıklar, azalan yağışlar ve bilinçsiz su tüketimi, hem günlük yaşamı hem de tarımsal üretimi tehdit ediyor. Uzmanlar ve çevre gönüllüleri, vatandaşlara önemli bir çağrıda bulunuyor: “Su hayattır, israf etmeyelim.”
Yozgat’ta son yıllarda özellikle yaz aylarında yaşanan su sıkıntısı, yer altı su seviyelerinin düşmesine ve bazı bölgelerde küçük göletlerin tamamen kurumasına neden oldu. Doğal kaynakların tükenme noktasına gelmemesi için, her bireyin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği vurgulanıyor.
Yozgat’ın coğrafi yapısı, su kaynaklarını sınırlı hale getiriyor. Karasal iklimin hâkim olduğu bölgede, yağışın düzensiz olması, yer altı su rezervlerinin yavaş dolmasına neden oluyor. Buna karşın, tarımsal sulama, evsel kullanım ve bahçe sulamaları gibi faaliyetler, su tüketimini giderek artırıyor.
Kırsalda yaşayan birçok vatandaş, suya ulaşmak için derin kuyular açmak zorunda kalırken, bazı köylerde yaz aylarında tankerle su taşınması da gündeme geliyor. Bu durum, suyun ne kadar kıymetli bir kaynak olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Yozgat’ta yapılan saha gözlemlerine göre, günlük alışkanlıkların küçük değişikliklerle su tasarrufuna büyük katkı sağlayabileceği belirtiliyor. Özellikle bulaşık ve çamaşır makinelerinin tam dolmadan çalıştırılması, damlayan muslukların onarılması, bahçe sulamasının sabah erken saatlere alınması gibi önlemler, toplam su tüketiminde ciddi bir düşüş sağlayabiliyor.
Ayrıca, şehir merkezinde yaşayan birçok vatandaşın, araç yıkamak, balkon temizlemek gibi gerekçelerle büyük miktarda içme suyu kullandığı tespit edildi. Uzmanlar, “Kullandığımız her damla suyun, arkasında çok ciddi bir arıtma ve taşıma süreci olduğunu unutmayalım. Musluktan akan su, sınırsız bir kaynak değildir,” diyerek vatandaşlara çağrıda bulunuyor.
Yozgat’ın doğal dengesini korumak için su tasarrufunun yanı sıra doğaya duyarlı yaşam alışkanlıklarının da benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor. Aşırı su tüketiminin yalnızca evlerde değil, tarım alanlarında da kontrol altına alınması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Yerel halk arasında da farkındalık artıyor. Pek çok vatandaş, bahçelerinde damla sulama sistemleri kurarak hem su tüketimini azaltıyor hem de ürün verimliliğini koruyor. Ancak hâlâ geleneksel yöntemlerle yapılan sulamalarda ciddi miktarda suyun boşa aktığı gözlemleniyor.
“Su hayattır” sözünün sadece bir slogan değil, yaşamsal bir gerçek olduğuna dikkat çeken çevre dostları, Yozgat halkına şu sözlerle sesleniyor:
Diş fırçalarken musluğu kapat.
Musluklardan gelen sızıntıları önemse, tamir ettir.
Bahçeni sabah erken saatlerde ya da gün batımında sula.
Her bireyin tasarrufu, bir şehrin geleceğini belirler.
Yozgat’ın geleceği için bugünden önlem almanın hayati önem taşıdığına dikkat çekiliyor. Kuraklıkla değil, bilinçle hareket ederek yeşil alanları, doğal yaşamı ve su kaynaklarını birlikte korumak gerektiği vurgulanıyor.